Emniyet kemeri takmak, kaza anında çarpma ya da savrulma gibi nedenlerle yaralanma olasılığını ve ciddiyetini belirgin bir derecede azaltan basit ama etkili bir koruyucu davranıştır. Herhangi bir kaza anında araç aniden durduğunda emniyet kemeri takmayan kişiler aracın durmadan önceki hızında hareket etmeye devam ederler ve dolayısıyla aracın ön paneline çarpar ya da araçtan dışarı fırlarlar. Emniyet kemeri takan kişiler ise, kaza anında kemerin koruyucu etkisi sayesinde koltuklarında sabit kalarak kazayı en az hasarla atlatabilirler. Emniyet kemerinin bahsettiğimiz koruyucu etkisi yaygın kanının aksine sadece sürücüler ve ön koltuk yolcuları için değil arka koltuk yolcuları için de geçerlidir. Arka koltukta kemer takmayan yolcular kendi güvenliklerini tehlikeye attıkları gibi, kaza anında savrulmanın etkisi ile öndeki yolculara da çarparak zarar verebilecekleri için diğer yolcuların güvenlğini de tehlikeye atmaktadırlar. Dolayısıyla, güvenli bir yolculuk için hem ön koltukta oturanların hem de arka koltukta oturanların emniyet kemeri takması önemli ve gereklidir.
Birçok uluslararası çalışma emniyet kemerinin trafik kazalarındaki ölüm oranlarını % 40-50 civarında azaltığını göstermektedir (örn. Elvik ve Vaa, 2004; Evans; 1996). Fakat, emniyet kemerinin kanıtlanmış faydalarına rağmen özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan birçok ülkede emniyet kemeri kullanımı hâlâ çok düşük seviyelerdedir. Emniyet kemeri kullanımının düşük olduğu ülkelerden bir tanesi de Türkiye’dir. Örneğin, Ankara’da belli şehir içi ve şehir dışı yol kenarlarında toplam 3,963 sürücü ve ön koltuk yolcusunun kemer kullanımının gözlemlendiği bir çalışmada, sürücü ve ön koltuk yolcularının sadece %25′nin emniyet kemeri taktığı bulunmuştur (Şimşekoğlu ve Lajunen, 2008a). Ayrıca, şehir içi yollarda şehir dışı yollara göre emniyet kemeri kullanımının azaldığı, erkeklerin kadınlara göre daha az emniyet kemeri taktığı ve kemer kullanımının yaşla beraber arttığı bulunmuştur.